HUZURUN SESSİZLİĞİ
YALÇIN SEVİM - ANKARA,
Huzurun Sessizliği
Dışarıda bir dünya var. Koşan insanlar, ışıklar, gürültü, kaybolan anlar… Herkes bir şeyler peşinde, bir şeyler uğruna savaşırken, bir yerde durup, sessizliği dinlemek neredeyse imkansız hale gelir. Herkes bir başka yere gitmekte, bir başka hayatı yaşamakta, bir başka dünyayı hayal etmektedir.
Ama biz ne arıyoruz? Gerçekten ne istiyoruz? Eğer bir an durup da, her şeyin gerisinde sadece bir "sessizlik" olabileceğini kabul edebilirsek, belki de tüm bu kaosun içindeki huzuru yakalayabiliriz. Huzur, dışarıda aradığımız bir şey değildir. O, içimizde bir yerlerde gizlidir. Biz, onu bazen sessiz bir odada, bazen bir çiçeğin açışında, bazen de bir çocuğun gözlerindeki o derinlikte buluruz. Ama bir türlü, o huzuru dışarıda ararız. Bir şeyin eksik olduğunu hissederiz. Huzur, eksikliklerin son bulduğu bir an değildir. Huzur, her şeyin var olduğu, ama hiçbir şeyin eksik olmadığı bir anlayışa ulaşmaktır. O an, biz sadece "oluruz." Hayatın karmaşası, çoğu zaman insanın içini sarar. Birçok insan, dış dünyadaki seslerin ve görüntülerin peşinden sürüklenir, kendini kaybeder. Oysa gerçek huzur, bu dışarıdaki gürültünün ve karmaşanın ötesindedir. Her an, aslında bir fırsattır. O fırsat, içsel sessizliği bulmaktır. Sessizlik, bir zafer değildir; aksine, bir teslimiyetin adıdır. Kendi içimizdeki huzura teslim olmak, dünyanın tüm gürültüsüne karşı bir duruş sergilemek demektir. Huzur, bir yerde "bir şey yapmamak" değildir. Huzur, bir şeyi yaparken, yaptığın şeyin içinde tamamen var olmaktır. Huzur, koşarken değil, her adımda “şu an”ı tam anlamıyla yaşayabilmektir. İnsan, her şeyin geçici olduğunu bildiğinde, dış dünyadaki tüm gürültülerin anlamsızlaştığını fark eder. Gerçek huzur, bir varlık olarak sadece var olmanın, "olmak" olmanın tadını çıkarabilmektir. Zaman zaman içsel huzurumuzu kaybettiğimizi düşünürüz. Oysa, huzur, hiçbir zaman kaybolmaz. Huzur, kaybolduğunu düşündüğün her anın, aslında senin içinde bir yerlerde saklandığı gerçeğidir. İçsel huzurun gerisinde, bizi her zaman doğruya yönlendiren bir yol vardır. O yol, gürültünün ve karmaşanın en yoğun olduğu anda bile, doğru bir rehber olur. Çünkü huzur, dışarıda bir yerde değil, içimizde bir nokta ile birleşmektir.
Bir insan, huzuru dışarıda aradıkça, dünyadaki her şey onu daha fazla kaygıya sürükler. Ama bir insan, huzuru içsel bir alan olarak kabul ettiğinde, tüm o dışsal faktörler sanki birer gölge gibi geriye çekilir. Zihnindeki sesler, susar. Tüm dünyanın karmaşası, uzaklaşır. O an, sadece sen ve huzurun vardır. Ve belki de huzurun sırrı, bu kadar basittir: Dışarıdaki dünyayı bir kenara koyup, bir an durmak, sessizliği kabul etmek. O zaman, hayatın tüm gürültüsü, sana sadece bir masal gibi gelir.
Benzer Haberler
TELEVİZYONUMUZUN DİLİ
“NEBUN, susturulan hayatların haykırışı oldu.”
Türkiye açısından esas risk, yoksullaşarak yaşlanma olgusudur!
Leyla Karataş İçin Dualarda Birleştik!
GURBETÇİLERİN SESSİZ ÇIĞLIĞI: TANJU ÖZCAN’A CEVAP VE VATAN SEVGİSİNİN MANİFESTOSU
Yazmak ve Yaşamak: Bir Yazarın İç Dünyasına Yolculuk
Deprem Değil, İhmal Sallıyor Bizi!
BİRİSİ...