Telefon
WhatsApp
İnovatif Stratejik Araştırmalar Merkezi (İNOSAM) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Avcı'dan Tarihi Basın Açıklaması: 

 

NAZLI GAZETESİ - ANKARA,

İnovatif Stratejik Araştırmalar Merkezi (İNOSAM) Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Avcı'dan Tarihi Basın Açıklaması: 

Üçüncü Yol Devrimi- Türkiye'yi Kurtarma Çağrısı

Tarih: 3 Mayıs 2025
Yer: İstanbul, Türkiye

Değerli Basın Mensupları, Saygıdeğer Vatandaşlar, Türkiye'nin Umudu ve Geleceği Olan Gençler, Kadınlar, Emekçiler ve Vatanseverler,

Bugün, İnovatif Stratejik Araştırmalar Merkezi (İNOSAM) adına, Türkiye'nin kaderini değiştirecek bir çağrıyla huzurunuzdayım. Bu, bir basın açıklamasından çok daha fazlasıdır; bu, bir milletin uyanış manifestosudur. Bu, yıllardır iki kutbun esaretinde zincire vurulmuş halk iradesinin özgürlük çığlığıdır. Türkiye, bir yol ayrımında. Ya bu bataklıkta boğulacağız ya da hep birlikte, el ele, omuz omuza, yeni bir devrimle geleceğimizi geri alacağız.

Bugün burada, Türkiye'nin kanayan yaralarına parmak basmak, halkın susturulmuş sesini haykırmak ve alternatifsiz bırakılmış bir milletin önüne yepyeni bir ufuk açmak için bulunuyorum. Bu açıklama, yalnızca Türkiye'deki 85 milyon vatandaşa değil, aynı zamanda dünyadaki demokrasi savunucularına, Türkiye'yi dikkatle izleyen uluslararası kamuoyuna ve bu ülkenin geleceğine inanan herkese bir davettir.

Türkiye'nin Gerçeği: İki Kartelin Esareti

Türkiye, 2025 yılında bir varoluş krizinin pençesinde. Bir yanda, 23 yıllık iktidarıyla ülkeyi ekonomik, sosyal ve ahlaki bir uçuruma sürükleyen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP); diğer yanda, vizyonsuzluğu, etkisizliği ve iç çekişmeleriyle halkın umutlarını tüketen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP). Bu iki yapı, birbiriyle sözde rekabet ederken, aslında aynı madalyonun iki yüzü gibi hareket ediyor. İkisi de halkı "Bize oy ver, yoksa öteki kazanır!" şantajıyla rehin almış durumda. İkisi de, halkın iradesini manipüle ederek, korku ve kutuplaşma üzerinden iktidarlarını sürdürmenin peşinde.

Ülkemiz, yıllardır iki kartel kutbun arasında eziliyor, nefessiz bırakılıyor, geleceği çalınıyor! Bir yanda yolsuz AKP, diğer yanda çapsız CHP, aslına bakarsanız yok birbirlerinden farkı... emin olunki Akp'de ne hastalık varsa CHP'de de aynısı fazlasıyla vardır, CHP'de ne eksikse Akp'de de aynısı fazlasıyla eksiktir. İkisi de halkı aptal yerine koyarak, "Bize oy ver, yoksa öteki gelir!" şantajıyla halkın iradesini rehin aldı, alıyor. Ama buradan, bu kürsüden, göğsümü gere gere söylüyorum: Bu cambaza bak oyunu bitti! Türkiye, üçüncü bir yola koşacak! Bu yol, halkın yolu olacak! Merkez bir demokrat parti olacak.

AKP'nin Sicili: Yolsuzluk, Liyakatsizlik ve Çöküş
AKP, 2002'de "adalet ve kalkınma" vaadiyle yola çıktı. Ancak 23 yıl sonra, Türkiye'nin manzarası içler acısı:

Ekonomik yıkım: Resmi verilere göre enflasyon %70'i aşmış, gerçek enflasyon ise halkın hissettiği üzere %100'lere dayanmış durumda. Türk Lirası, dünya para birimleri karşısında eridi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, Türkiye gıda fiyatlarındaki artışta dünya sıralamasında ilk 10'da.

İşsizlik ve yoksulluk: TÜİK'in tartışmalı verilerine rağmen, genç işsizlik oranı %25'in üzerinde. DİSK-AR'ın raporlarına göre, geniş tanımlı işsizlik 8 milyonu aştı. Emekliler, asgari ücretin yarısına denk gelen maaşlarla açlığa mahkûm.

Yolsuzluk ve liyakatsizlik: Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün (Transparency International) 2024 Yolsuzluk Algı Endeksi'nde Türkiye, 180 ülke arasında 101. sıraya geriledi. Kamu ihaleleri, yandaşlara peşkeş çekiliyor; liyakat yerini sadakate bıraktı.

Toplumsal çürüme: Eğitim sistemi çöktü, PISA sonuçlarında Türkiye 50'nci sıralara demir attı. Adalet sistemi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarına uymuyor. Özgürlükler kısıtlanıyor; Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye, 180 ülke arasında 149. sırada.

AKP, "istikrar" vaadiyle halkı kandırdı, ama istikrar yerine kaos, refah yerine yoksulluk, adalet yerine hukuksuzluk getirdi. Bugün AKP'ye oy verenler bile ekonomik krizden, yolsuzluklardan ve liyakatsizlikten bıkmış durumda. Ancak korku siyaseti, "CHP gelirse din elden gider" yalanıyla bu kitleyi esir alıyor.

CHP'nin Sicili: Vizyonsuzluk, Koltuk Kavgası ve İhanet
Peki, CHP bir alternatif mi? Asla! CHP, Türkiye'nin en köklü partisi olmasına rağmen, halkın umutlarını sömüren bir hayal kırıklığı makinesine dönüştü:

Vizyonsuz muhalefet: CHP, 23 yıldır AKP'nin karşısında tutarlı bir ekonomik, sosyal veya dış politika vizyonu ortaya koyamadı. Parti, hamasi nutuklarla ve "Erdoğan gitsin" söylemiyle yetiniyor. Halk, CHP'nin neyi nasıl yapacağını bilmiyor.

İç çekişmeler ve koltuk sevdası: CHP, kendi içinde bir kaos yuvası. Genel başkanlık kavgaları, belediye seçimlerindeki rant kavgaları ve parti içi hizipçilik, halkın gözünde CHP'yi güvenilmez kılıyor.

Yolsuzluk gölgesi: CHP'li belediyelerde patlayan yolsuzluk skandalları, partinin "temiz eller" iddiasını çökertti. İstanbul ve Ankara'daki bazı belediyelerde ortaya çıkan usulsüzlükler, halkın CHP'ye olan inancını sarsıyor.

Kutuplaşma ortağı: CHP, AKP'nin kutuplaştırma siyasetine karşı çıkmak yerine, aynı oyuna ortak oluyor. Laiklik ve sekülerlik söylemini, halkın inançlarını rencide edecek şekilde kullanıyor; bu da muhafazakâr kesimde "CHP dine düşman" algısını pekiştiriyor.

CHP'ye oy verenler, partilerinin etkisizliğinden, vizyonsuzluğundan ve koltuk kavgalarından utanıyor. Ancak "AKP'den kurtulalım" hayaliyle istemeye istemeye sandığa gidiyorlar. Bu, bir tercih değil, bir mecburiyet.

Sistem: Halkın İradesini Çalan Tuzak

AKP ve CHP, yalnızca iki parti değil; aynı zamanda bir sistemin iki ayağı. Bu sistem, halkın iradesini çalmak, alternatifleri yok etmek ve demokrasiyi bir tiyatroya çevirmek üzerine kurulu.

Başkanlık Sistemi ve %7 Barajı: 2018'de dayatılan başkanlık sistemi, dolaylı olarak iki partili bir düzeni zorladı. %50+1 kuralı, küçük partileri etkisizleştirdi. %7 seçim barajı ise yeni fikirlerin Meclis'e girmesini engelliyor. Avrupa Konseyi'nin 2023 raporuna göre, Türkiye'deki seçim barajı, Avrupa'da demokrasi standartlarına aykırı.

Medya Tekeli: Türkiye'de ana akım medya, AKP ve CHP'nin propaganda aracı haline geldi. RTÜK'ün 2024 verilerine göre, televizyon kanallarının %80'i hükümet kontrolünde. CHP ise bazı medya gruplarıyla simbiyotik bir ilişki içinde. Yeni sesler, bağımsız medya ve üçüncü yolcular susturuluyor.

Anket Manipülasyonları: Anket şirketleri, halkın eğilimlerini çarpıtarak "AKP ve CHP'den başka seçenek yok" algısını pekiştiriyor. Bağımsız araştırmalar, halkın %60'ının üçüncü bir partiye açık olduğunu gösteriyor, ancak bu veriler kamuoyuyla paylaşılmıyor.

Sermaye ve Uluslararası Güçler: Büyük sermaye grupları ve bazı uluslararası aktörler, AKP-CHP ikilisinin tekelini destekliyor. Çünkü bu düzen, onların çıkarlarına hizmet ediyor. Yeni bir hareket, bu çıkar ağını tehdit eder.

Bu sistem, halkı "ehven-i şer" tuzağına mahkûm ediyor. 2023 seçimlerinde, vatandaşların %70'i "içime sinmese de" diyerek oy kullandı. Bu, bir demokrasi değil, bir esaret!

Halkın İsyanı: Kimse Halinden Memnun Değil

Türkiye'de kimse gönül rahatlığıyla oy vermiyor. Herkesin içinde bir yara, bir öfke, bir isyan var:

AKP seçmeni: Ekonomik krizden, yolsuzluklardan, adaletsizlikten bıkmış. Ancak "CHP gelirse sosyal yardımlar kesilir, dini değerler zarar görür" korkusuyla sandığa gidiyor.

CHP seçmeni: Partilerinin vizyonsuzluğundan, etkisizliğinden ve yolsuzluk skandallarından utanıyor. Ama "Erdoğan gitsin" umuduyla istemeye istemeye oy veriyor.

Diğer partilere oy verenler: "Oy böler" suçlamasıyla sindiriliyor, medyada görünmez kılınıyor.

Kararsızlar ve gençler: Sisteme güvenmiyor, sandığa gitmek istemiyor. TÜİK'in 2024 verilerine göre, 18-25 yaş arası seçmenlerin %40'ı sandığa gitmeyi düşünmüyor.

Bu tablo, bir milletin çaresizliğinin resmidir. Ancak bu çaresizlik, bir devrimin de habercisidir.

Üçüncü Yol: Halkın Devrimi

İNOSAM olarak, bugün burada, Türkiye'nin zincirlerini kıracak bir hareketi başlatıyoruz: Üçüncü Yol. Bu yol, ne AKP'nin harami ve yozlaşmış düzenine ne de CHP'nin harami ve vizyonsuz muhalefetine teslim olacak. Bu yol, halkın iradesini, umudunu ve öfkesini temsil edecek.

Üçüncü Yol'un İlkeleri:

Demokratik: Herkesin sesini duyuracak, kimseyi ötekileştirmeyecek. Kendini azınlık gibi gören herkesin, kadınların, gençlerin ve tüm kesimlerin haklarını savunacak.

Şeffaf: Halka hesap verecek, yolsuzluklara ve kirli pazarlıklara geçit vermeyecek. Kamu kaynakları, halk için kullanılacak.

Özgürlükçü: Evrensel insan haklarını, ifade özgürlüğünü ve bireysel özgürlükleri sonuna kadar savunacak.

Popülizmden uzak: Kutuplaşmayı körüklemeyecek, sadece Türkiye'nin geleceğini düşünecek.

Bilimsel ve yenilikçi: Ekonomiden eğitime, teknolojiden çevreye, her alanda bilimsel çözümler üretecek.

Üçüncü Yol'un Vaadi:

Ekonomik refah: Adil bir vergi sistemi, liyakatli ekonomi yönetimi, yerli üretimi destekleyen politikalar. IMF ve Dünya Bankası'nın 2024 raporlarına göre, Türkiye'nin ekonomik potansiyeli yüksek, ancak yanlış yönetim bu potansiyeli heba ediyor. Üçüncü Yol, bu potansiyeli halk için kullanacak.

Eğitim ve istihdam: Gençlere ücretsiz, kaliteli eğitim ve iş garantisi. Çiftçilere tohum ve mazot desteği, esnafa faizsiz kredi.

Adalet ve özgürlük: Bağımsız yargı, basın özgürlüğü, AİHM kararlarına tam uyum.

Birleştirici vizyon: Milliyetçi, muhafazakâr, seküler, liberal; herkesi tüm ülkeyi kucaklayan bir Türkiye.

Engeller ve Çözüm

Bu devrimin önündeki en büyük engel, mevcut sistemin çürümüş yapısı:

Medya: Ana akım medya, halkın düşmanı oldu. Çözüm: Tarafsız, çoğulcu, halkın sesini yansıtan bir medya düzeni. Yeni nesil medya platformları ve sosyal medya, bu devrimin megafonu olacak.

Seçim barajı: %7 barajı, demokrasiye ihanettir. Çözüm: Barajın kaldırılması ve her fikrin Meclis'te temsil edilmesi.

Sermaye ve lobi grupları: Büyük sermaye, AKP-CHP tekelini destekliyor. Çözüm: Şeffaf finansman yasaları ve halk odaklı ekonomi politikaları.

Halka Çağrı: Ayağa Kalk Türkiye!

Sevgili vatandaşlar, bu vatanın asıl sahipleri! Artık yeter!

İki yüzsüz kutbun arasında sıkışmaktan bıktık!

Kutuplaşmaktan, ötekileştirilmekten, yalanlardan usandık!

İçine sinmeyen oylarla yaşamaktan, geleceğimizi çalanlara boyun eğmekten yıldık!

AKP'den bıktıysan, ama CHP'ye zerre güvenmiyorsan, gel, bu devrime omuz ver!
Milliyetçiysen, ama ülkenin bu viraneye dönmesine isyan ediyorsan, muhafazakarsan ama dini istismardan bıktıysan, demokratsan, sekülersen ama manipüle edilmekten usandıysan bu yol senin yolun!
Gençsen, işsizsen, açsan, umutsuzsan, bu devrim senin için!

Türkiye, bu iki çetenin karanlık yoluna mahkûm değil. Biz, bu ülkeyi yeniden ayağa kaldırabiliriz. Demokratik, adil, özgür, güçlü bir Türkiye'yi hep birlikte kurabiliriz.

Medyaya, Siyasilere ve Dünyaya Sesleniş

Medyaya: Ya halkın sesini duyurun ya da tarih sizi çöplüğe atacak! Tarafsız gazetecilik yapın, siyaseti finanse eden sermaye için değil halk için çalışın, yeni seslere yer verin.

Siyasi partilere: Kutuplaşmayı bırakın, halk için çalışın. Yoksa halk sizi süpürecek!

Uluslararası kamuoyuna: Türkiye'nin demokrasisini, halkın iradesini dezenforme ve manipüle etmeyi bırakın. Bu devrim, yalnızca Türkiye'nin değil, bölgenin de umudu olacak.

Davet: Bu Devrime Katıl!

Bugün, İNOSAM adına bir öneri sunmuyorum! Üçüncü Yol, halkın öfkesiyle, iradesiyle, umuduyla yükselecek.

Sokaklarda, mahallelerde, sosyal medyada sesimizi yükseltelim!

İşsiz gençler, aç emekliler, borçlu esnaf, umutsuz çiftçiler... Hepiniz bu devrimin neferi olun!

Kararsız seçmenler: Siz, bu devrimin anahtarısınız. Korkmayın, birleşin, bu yola katılın!

2025, Türkiye'nin dönüm noktası olacak. Bu yol, ne AKP'nin ne CHP'nin gölgesinde. Bu yol, halkın yolu!

Son Söz: Ya Devrim Ya Esaret!

Sevgili vatandaşlar, bu vatan ya iki çetenin esaretiyle çökecek ya da Üçüncü Yol'la yeniden doğacak.

Haydi, ayağa kalk Türkiye!
Haydi, devrim zamanı!
Üçüncü Yol, halkın zaferi olacak!

İNOSAM

ErsalYonetim333

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!